78 Event tarafından düzenlenen İstanbul ve İzmir Turkcell Gran Fondo’ları ile Ankara Başkent Gran Fondo yarışlarında yaşanan organizasyon bozukluklarıyla ilgili hem benim hem bu organizasyonlara katılan amatör bisiklet sporcularının yaptığı eleştiriler cevapsız kalıyordu.
Yaşanan kazalarda ambulans sorunları, parkur güvenliğinin yeterli derecede alınmamış olması, bisiklet sporcularının araçlarla kafa kafaya gelmeleri, parkurda yaşanan yanlış yönlendirmeler vs vs…
20 Ekim Pazar günü İstanbul’da 78 Event tarafından organize edilen yarışta yaşanan kazalar ve ambulans sorunları nedeniyle siz bisiklet severler sosyal medya hesaplarından, özellikle Instagram’dan paylaşımlarda bulundunuz. Yaşanan aksilikleri, kazaların ciddiyetini, fotoğraf ve videolarla yayınladınız.
Bende instagram’dan espirili yaklaşım sergileyen bir hikaye paylaştım. Bunun üzerine 78 Event ve L’etape Turkiye Instagram hesaplarından engellendim.
Bu paylaşımımın ardından 78 Event & L’etape Türkiye Kreatif Direktörü İbrahim Halil Eldem DM’den yazarak telefon numaramı istedi.
Konu nedir diye sorduğumda, “Eleştirileriniz varmış bunları not alıp geliştirmek istiyoruz” cevabı geldi.
“Eleştirilerimin hepsini ınstagram’dan ifade ettim. Ama yine de konuşmak istiyorsanız buyrun arayın” dedim ve telefon numaramı yazdım.
Ardından telefonum çaldı.
Erdem Erol: Alo
İbrahim Halil Eldem: Ben İbrahim Halil Eldem. L’etape Türkiye by Tour De France’ın kreatif direktörüyüm.
Sizin eleştirilerinizi okudum. Galiba 78 Event’ten farklı bir kişiyle iletişime geçememişsiniz.
EE: Hayır, ben iletişime geçmek istemedim 78 Event’le.
İHE: Ama siz orada eleştirilerde iletişimlere cevap vermiyorsunuz yazmışsınız.
EE: İletişimlere değil, eleştirilere. Bu eleştiriler sadece 2 günlük eleştirilerde değil. İzmir Turkcell Gran Fondo, İstanbul Turkcell Gran Fondo ve Başkent Gran Fondolarda eksiklikleri dile getirdik.
Bu arada şunu da ifade edeyim. Şu an bu konuşmayı kayıt ediyorum telefona.
İHE: Tabii ki tabii ki. Ben sizi dinlemek için aradım.
Konuşmanın bu bölümünde 78 Event’in düzenlediği organizasyonlarda hepimizin bildiği 3 yıldır ifade ettiğimiz eleştirilerimizi dile getirdim.
Konuşmamızın ilerleyen dakikalarında İbrahim Halil Eldem, İstanbul’daki organizasyonu neden hep Beykoz’da yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini anlattı.
Sonrasında şöyle bir diyalog yaşandı aramızda.
-KAZALARDA YARALANANLARA BİR GEÇMİŞ OLSUN DAHİ DENMEDİ!
İHE: Ben sizin söylediklerinizin notunu aldım. Bunların uygulanması için elimden geleni yapacağım.
EE: Üç senedir eleştirilerimizi okurken bir tek satır cevap verilmedi. Bloomberg HT’de Melih Gümüşbıçak’ın programına çıkıldı, orada ‘yarışma esnasında kazalar yaşandı o kazalarda yaralananlara bir geçmiş olsun’ diyoruz denmedi. Senem hanım, 1 saat 15 dakika beklenen organizasyonun ambulansı gönderilmeyip ya da gönderilemeyip, 112’nin ambulansıyla Ümraniye Devlet Hastanesi Acil servisine götürülüyor. Organizasyondan bir kişi görevlendirilip, hastaneye gidip geçmiş olsun diyemez mi?
İHE: Evet
EE: Peki o yarışta Senem hanımın başında duran sporcular, daha sonra yarışa devam edip, önlerinde kaza yapmış ve orada yaşayan bir vatandaş tarafından battaniyeye sarılmış, sonra evine alınmış, bakın ben daha bunların hiçbirisini yazmadım, bakın bunlarında fotoğrafları var. Evde banyo yaptırılıp, ısıtılıp, hipotermiden kurtarılıyor. Bu insana bir saat ambulans gelmiyor. Bu insanlara ulaşılıp, birer geçmiş olsun denilip gönülleri alınamaz mı? Bu insanlarında elleri armut toplamıyor, oturuyorlar instagramın başında eleştirlerini dile getiriyorlar. Sizin 78 Event dediğiniz şirket, bunları bizler dile getiriyoruz, bugüne kadar birşey yapmadılarda, şimdi mi akılları başlarına geldi, birşeyler yapmak.
İHE: Benim sizi aramamın sebebi bunları gördüm, kreatif direktör olarak…
EE: Onlar görmedi mi? Onlar da gördü.
İHE: Gördü görmedi bilmiyorum.
EE: Gördüler cevap vermediler, insanlardan özür dilemediler.
İHE: Peki hocam sizin için önemli olan bu şikayetlerin bir şekilde 78 Event tarafından…
-SPORCULAR YALANCILIKLA SUÇLANDILAR!
EE: Siz şimdi, kreatif direktörlüğünü yapmış olduğunuz 78 Event’in daha önce düzelteceğiz dedikleri organizasyonları daha kötüye götürdükleri durumda düzeltebileceklerine inancınız var mı? Eleştirilerden bir tanesinde haksız birşey var mı? Siz bana şunu söyleyin benim yazdıklarımda bir tane yalan, yanlış, hakaret, eksik, iftira var mı böyle bir durum?
İHE: Ben bu konuyla ilgili organizasyon komitesinden bilgi alacağım. Oturup diyeceğim ki kardeş burada burada bunlar olmuş, nedir bu durumun aslı astarı bana söyleyin.
EE: İnkar ediyorlar. Yarışa, Senem hanım ambulansla hastaneye gönderildikten sonra devam eden bisikletçiler, cut-offa takılıyorlar, süpürge aracı bunlara kaba davranıyor, bir şekilde finishe geliyorlar, organizasyon komitesine gidiyorlar, diyorlar ki biz 1 saat 15 dakika ambulans bekledik. Aynı bölgede 3 kişi yaralandı, biri kafa tramvası geçirdi, biri hipotermiye girdi, biri hakem aracının içine alındı, kolundan ve bacağından yaralandı. Bunları ifade ettikleri zaman, bu arkadaşlar yalancılıkla suçlandılar. Organizasyon ilk başta ambulansı gönderiyoruz diyor, sonra ambulansın gelmediğine inanmıyorlar ve yalan söylüyorsunuz diyorlar.
Ne hikmetse 78 Event her yaptığı organizasyonda daha kötüye gidiyor. Ve işin sonunda insanlara bir geçmiş olsun bile demiyor. Yok sayıyor insanların yaşadığı kazaları. Kazanın üstünden bu kadar gün geçmiş, bir açıklama yapıp, evet bu sporun içinde bu kazalar var, yaşanan kazalardan dolayı arkadaşlara geçmiş olsun der, en yakın zamanda şifa bulmalarını dileriz, iki satır yazamıyorlar mı arkadaşlarınız?
Sonra biz eleştirince kafalarını deve kuşu gibi kuma gömüp sorunlarıda yok farzediyorlar, insanlarında yok farzedeceklerini zannediyorlar.
İHE: Evet
-BİSİKLET CAMİASININ ÜZERİNDE YÜKSELİYORSUNUZ!
EE: Aslında onların bakış açısının ben ne olduğunu söyliyeyim mi size. Ben ve benim gibi bisikletçilere, bu spora gönül vermiş olan insanlara değer vermiyorlar. Değer verseler, bisiklet camiasının üzerinde yükseldiklerini kabul etseler, bu amatör bisikletçiler olmazsa kendilerininde olmayacağını bir nebze idrak etseler, bunu böyle yapmazlar. Televizyona çıkıp, 3 bin katılım sınırı olan organizasyonda, 3 bin sporcuya 3 bin 500 kişi görev yaptı dediği zaman genel müdürünüz, bizde diyoruz ki; bir kişiye birden fazla görevli düşüyor. Bir kişiye birden fazla görevli düşerken, yaşanan üst üste kazalarda, bir ambulans bile oraya intikal ettirilemiyor mu?
İHE: Evet şimdi belli başlı sorunları dile getirdiniz.
EE-: Bana bunları tekrar tekrar sormanıza gerek yok, ben bunları yazdım.
İHE: Bu konularda, bilgi sahibi olduğum konularda sizlere cevap vereyim. Öncelikle bu yarışın yapılması için bir yol kapatılıyor. Doğru mudur?
-BİZ HAKLIYIZ DEMİYORUM
EE: Bir tek 78 Event yapmış olduğu organizasyonlarda yol kapatmıyor. Türkiye’nin bir çok yerinde Gran Fondo yapılıyor, oralarda da yok kapatılıyor.
İHE: Size bunları söylerken biz haklıyız şeklinde söylemiyorum, bunu da baştan belirteyim.
Bir yol kapatma oluyor, orada belli pelotonlar var, elbetteki bu pelotonları ambulansların aşması belli bir zaman alabilir. Evet, tekrardan ifade etmek istiyorum, biz haklıyız şeklinde demiyorum.
EE: Ya kusura bakmayın Gran Fondo formatındaki amatör bisiklet yarışlarında peloton falan olmuyor. İlk 5 km den sonra üçerli beşerli sürüşler oluyor. Peloton demeyin bana gözünüzü seveyim.
İHE: Ben size bilgi sahibi olduğum kadarıyla açıklıyorum durumu bu sizin içinizi rahatlatır rahatlatmaz…
EE: Benim içimin rahatlayıp rahatlamaması önemli değil. Bu organizasyonda yarışıpta zarar gören insanların…
İHE: Ben de aktarmaya çalışıyorum bildiğim bilgileri. Bu ambulansların bu kapanan trafiği aşması belli bir zaman alabilir. Bu birincisi…
İSTANBUL’DAKİ BÜTÜN AMBULANSLARI PARKURA MI ÇEKELİM?
EE: Çok özür dileyerek lafınızı bölüyorum kaç ambulans vardı organizasyonda?
İHE: Sekiz tane.
EE: Sekiz ambulans nerede duruyordu?
İHE: Parkurda stratejik noktalarda.
EE: Yani 110 km’yi sekize bölerseniz ortalama 15 km’de bir ambulans vardı değil mi?
İHE: Evet.
EE: 15 km’lik mesafe dilimi içerisinde kazaya en yakın gidecek olan ambulansın, gitmesi bu kadar uzun, bir saat 15 dk sürer mi?
İHE: Şimdi şöyle düşünün, o an orada, siz kendiniz dediniz, aynı lokasyonda beş tane kaza olmuş.
EE: O zaman ambulans sayısı yetmiyor.
İHE: Düşünsenize İstanbul’daki bütün ambulansları biz parkura mı çekelim?
EE: Sekiz değil o zaman 16 tane ambulans konacak.
İHE: Peki, Beykoz’da oluşan diğer hastalara ambulans nasıl gidecek?
EE: Bakın en önemli unsur sporcu sağlığı değil mi?
İHE: Tabiki, biz bunun için Liv Hospital ile anlaşıp, Expo alanımızda da özel alanlar yarattık. Onun dışında alanımızda Liv Hospital’in sağlık çadırı vardı, onun dışında Lifeon Concept’in fizyo terapi çadırı vardı, PT Akademi’nin fizyoterapi çadırı vardı. Ben şimdiye kadar hiçbir organizasyonda içinde tam techizatlı bir sağlık çadırını turlar haricinde hiçbir organizasyonda görmedim. Bakın, eğri oturup doğru konuşalım, evet haksız olduğunuz yönler olabilir, kendimizi geliştirmemiz gereken yerler olabilir.
-KAZA YAPAN SPORCULAR NEDEN AMBULANSLARA ULAŞAMADILAR?
EE: Şimdi o zaman adım adım gidelim, sizin söyleyeceğiniz konuların kaç tane olduğunu bilmiyorum. İlk konuyu ifade ettiniz, sağlıkla ilgili şunlar şunlar şunlar var dediniz, iyi güzelde o zaman şunun cevabını organizasyon kendisine verebiliyor mu? Kaza yapan sporcular, bu kadar sağlık çadırları, ambulanslar onlar bunlar varken, neden ambulanslara ulaşamadılar. Bunun cevabını ben veremiyorum, bunların cevabını sizlerin vermesi lazım.
İHE: Çok basit bir cevap vereyim yarıştan bir gün önce yağmurlu bir hava vardı. Yerde çiğ vardı.
-SONUÇTA TANRININ İRADESİNDE OLAN BİRŞEY HAVA DURUMU
EE: Beyefendi, bir hafta öncesinden yarıştan bir gün önce yağış olacağı belliydi.
İHE: Doğru, peki biz bu yarışı hazırlamaya ne kadar zaman önce başlamışız, 1.5 yıl önce. Sonuçta tanrının iradesinde olan birşey hava durumu.
EE: Bakın yollar kuru olsaydı kaza olmazmıydı demek istiyorsunuz.
İHE: Elbetteki kaza olurdu, daha az olurdu.
-YAĞMURU MU DURDURALIM?
EE: Peki organizasyon komitesinin görevlerinden, sorumluluklarından bir tanesi de bisiklet sporcularına karşı, ön görülü davranıp, bir hafta öncesinden havanın bu şartlarda olacağı belli iken ve yerlerin ıslak olmasından ötürü kaza olabileceğini düşünüp, böyle bir öngörüye sahip olup, bunun bir şekilde önlemini alması gerekmiyor muydu?
İHE: Nasıl bir önlem alabiliriz, yağmuru mu durduralım?
EE: Sekizden onikiye çıkartırsınız ambulans sayısını.
İHE: Ambulans sayısını sekizden onikiye çıkartınca bölgedeki ambulans sayısı düşmüyor mu? Birisi kalp krizi geçirirse…
EE: Bakın onu biraz önce ifade etmeye çalıştım.
Yakın bölgeden değil Tuzla Belediyesi’nden, Gebze Belediyesi’nden birer tane ambulans alırsınız.
İHE: Tuzla Belediyesi bu işe neden ambulans versin. Biz zaten özelden kiralıyoruz.
EE: Özel ambulans şirketleri çok sayıda var. Onlardan kiraladığınız zaman bölgedeki olası sağlık problemlerinde ambulans eksikliği yaşanmaz.
İHE: Bakın biz bu işlerden önce koordinasyon toplantısı yaparız. Bu koordinasyon toplantısına İl Sağlık Müdürü, Valilik, Emniyet Müdürlüğü, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yetkilileri, Karayolları vs vs bütün kurumların bütün yöneticileri gelir. Ve biz bunu L’etape Türkiye sayfasında paylaştık. Burada meteorolojide var bu arada. İBB bizim parterimiz. Kapanacak yolları düzenli olarak bildirdi heryere ve hava durumunu düzenli olarak açıklıyor. Bir bakın lütfen, sizden istirham ediyorum. Tour De France’ın ana sayfasına bakın. Hava durumuyla ilgili bir görsel gördünüz mü?
EE: Ne anlamda söylüyorsunuz bunu?
İHE: Hava durumunu bir hafta öncesinden dediniz ya.
EE: Bir hafta öncesinden belli ama siz de bana dediniz ki yollar kuru olsaydı kaza daha az olurdu diyorsunuz.
İHE: Daha az olurdu evet.
EE: E peki hava şartlarının böyle olacağını bile bile kaza sayısınında artma riskini öngörmek geeekmiyor muydu?
İHE: Öngörüldü işte.
EE- Öngörüldüğünde bu mu oldu sonuç yani insanlara ambulans gitmedi.
İHE: Ya birşey sorucam. Yağmur yağacak, arabayla çıkmayın, evinizden çıkmayın..
EE: Hayır hayır hayır lütfen bakın bu demogojiye doğru gidiyor. Bir kişiye değil, bir noktada kaza geçirmiş 3 kişiden bir tanesine bile ambulans gönderilmedi. Kayıtlarda, videolarda, çekimlerde belli.
İHE: Gerisinde başka bir yerde kaza vardır ona müdehale ediyordur.
-SANKİ BİZ SERT BİRŞEYE BAĞLAYIPTA GÖTÜRDÜK ONU!
EE: O zaman ambulans sayısının az olduğu çıkıyor ortaya. Öngörülememiş.
İHE: Sizin paylaşımlarınızda da gördüm. Beni sert bir şeye bağlayıp…
EE: Ya kızcağız kafa tramvası geçirmiş, ilk 15 dakikayı hatırlamıyor.
İHE: O sert bağlandığı şey sedye.
EE: Evet sedye, tamam bunda ne var.
İHE: Bunu paylaşmışsınız, beni sert bir şeye bağlayıp, sanki biz sert bir şeye bağlayıpta götürdük onu.
EE: Organizasyon beni sert bir şeye bağladı demiyor. O an için sert olarak algıladığı bir şeye bağladılar diyor. Sedyeye koyuyorlar, bantlarını çekiyorlar. Bakın çok farklı noktalarda ilerlemeye çalışıyorsunuz.
İHE: Bakın bizim görevimiz ne, 78 Event olarak bir yarış düzenlemek ve bu yarışın tüm hatlarını düşünüp planlamak. Doğru mudur?
EE: Öncelikli görevinizde bisikletçi, sporcu sağlığını korumak.
İHE: Eyvallah doğrudur ve biz bunu yıllardır her yarışımızda bir sağlık partnerimizi yanımıza alarak yapıyoruz.
EE: Sonuçlar ortada ama yapamıyorsunuz.
İHE: Bir saniye başka yarışta yok mu kaza?
EE: Biz sizi konuşuyoruz.
İHE: Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nda pelotona bir tane zihinsel engelli arkadaşımız atladı ve bir çok bisikletçi dağıldı orada. Bunlar yaşanabilir, kazalar yarışların gerçeğidir.
-SPORCULARIN GÖREVLERİ NEDİR?
EE: Kusura bakmayın beyefendi ben burada neden kaza oluyor, siz bu kazaları…
İHE: Peki sporcuların görevi nedir? Bir yarışa hazırlanan sporcunun görevi şudur efendim. Açar bakar hava durumuna, hava böyle yağmurlu, bunun tedbirini alır yarışa gelmeden.
-SPORCULARI SUÇLAYICI BİR BAKIŞ AÇISI
EE: Almamışlar mı, tedbirini almamış mı sporcular.
İHE: Onu bilemem. Ben size profesyonel bir bakış açısıyla anlatıyorum.
EE: Hayır, bu suçlayıcı bir bakış açısı sporcuları.
İHE: Sizde bizi suçluyorsunuz efendim.
EE: Eksiklerinizi dile getiriyoruz.
İHE: Bakın ben size x sporcu bunu yapmadı demiyorum. Ben genel bir tabirle…
EE: Bakın lütfen genel tabirlerle ilerlemeyelim.
İHE: Bir sporcunun yapması gerekeni anlatıyorum.
EE: Siz bana olanlardan, benim size getirdiğim eleştiriler, olanlar üzerinden konuşun, farazi konuşmayın.
İHE: Ben bunları konuşmamızın başında kendimizi haklı çıkartmak için anlatmıyorum da dedim. Biz şu an bu olan durumu değerlendiriyoruz. Ben bu notları alıyorum ve birbirimize karşı ifade ediyoruz durumu.
Bizim görevimiz o organizasyonun hattını kapatmak, GPX’lerini sayfalara yüklemek, bu sporculara vereceğimiz promosyon malzemelerini vermek, gıdasını sağlamak, ambulans koymak, parkurda rotayı çizmek vs vs görevlerimiz var. Sporcununda görevi burada yarışmak doğru mu? Yarışmak ve kişisel başarı hedeflerine ulaşmak. Peki sporcu olarak söyleyin lütfen parkurdayken gözünüz, o adrenalinle derece almak dışında neyi görürki.
-SPORCU TEDBİRİNİ KENDİSİ Mİ ALACAK?
EE: Derece almayı belirleyen kişi sayıları bellidir, amatör bisiklet yarışlarında. İki elin 10 parmağını geçmez. Fransa Bisiklet Turu’nu örnek veriyorsunuz. Fransa Bisiklet Turu’nda da yağışlı hava olsun olmasın, bisikletçiler yeri geliyor kayıyorlar, profesyoneller bunlar, dünyanın sayılı sporcuları bunlar. Kaza yapıyorlar. Onların kaza yaptığı yerde amatör bisiklet yarışında bir amatör bisiklet sporcusunun kaza yapması anormal mi?
İHE: Gayet doğal değil mi?
EE: Tedbirini kendisi alması lazım diyorsunuz.
İHE: Burada durum şu, şunu düşünmeli sporcu, burada yağmur yağdı, bu parkur böyle, daha öncesinden GPX’e bakması lazım. Nerede viraj var, mesela ıslak yolda şu virajda sıkıntı var.
EE: Bakmaz olurlar mı, bakıyorlar tabiki, bir çoğu bakıyorlar.
İHE: Benim tanıdığım bir çok sporcu var. Açıyor, biz eğim yükselti grafiği yapmışız ya, o grafikte kilometreleri not alıyor sıkıntılı virajların olduğu noktaları.
-BİSİKLETÇİNİN ANLIK ZAAFİYETİ!
EE: Evet bunu bir çoğu yapıyor.
İHE: Islak yol var. Orada bisikletçinin yavaşlamaması ve kaza yapması bisikletçinin o andaki bir zafiyetinden kaynaklıdır.
EE: Suçlu mudur?
İHE: Suçlu değildir. Zaafiyetinden kaynaklıdır bu durum.
EE: Bu çok doğal, insani birşey değil mi?
İHE: 106 km içerisinde kapanan trafikte bisikletçiler yarışırken, bir ambulans son hız, son sürat bisikletçiye ulaşamaz.
Oraya ulaşırken başka bir bisikletçiyi ezebilir, bu bir. İkincisi…
-HER KM BAŞINA AMBULANS KOYMAM LAZIM!
EE: 1 saat 15 dakika sürer mi ulaşması.
İHE: 15 km de bir yeralan ambulanslarımız başka kazalarada müdehale ediyor. O zaman o 15 km 30 km’ye çıkıyor, o zaman da benim her bir km başına ambulans koymam lazım, o zaman nasıl yarışacağız.
EE: O zaman ölen ölecek kalan sağlar bizimdir olacak.
İHE: Ben km başına ambulans koyarsam…
EE: Yapmayın o zaman böyle yapacaksanız beyefendi! 3 sporcu 1 saat 15 dakika ambulans bekleyecek, sonra kendi imkanlarıyla çağırdıkları 112’den bir tane ambulans gelecek, birini görürecek, diğer ikisi hala orada 1 saat 15 dakikadan sonra ambulans beklemeye devam edecek. Siz bana bunların nedenlerini açıklamaya çalışıyorsunuzda olmuyor yani mantıklı değil. Yapmayın gözünüzü seveyim. Siz benden eksikleri eleştirilerinizi not almak istediniz.
İHE: Not aldım.
EE: Ama siz savunmaya geçiyorsunuz.
İHE: Bakın açıklamaya çalışıyorum.
EE: Savunmaya geçecek bana karşı siz değilsiniz.
İHE: Türkiye Büyük Millet Meclisindeki milletvekilleri gibi sürekli eleştiri, sürekli eleştiri, ya lütfen bakın 2016’dan bu yana…
-BALTALAMAK İÇİN SOSYAL MEDYANIZDA PAYLAŞTINIZ!
EE: Yanlış iş yaparsa bir organizasyon ben eleştiririm.
İHE: Ben eleştirilerinizi not aldım ve ilgilenicem dedim.
EE: Bakın ben sizi arayıpta sizden böyle bir şey talep etmedim.
İHE: Beyefendi siz arayıp talep etmediniz işte. Siz bu işleri baltalamak için sosyal medyanızda 647 takipli sosyal medya hesabınızda bunları paylaştınız.
EE: Ben ne yapmak için paylaştım bunları?
İHE: Baltalamak için. Çünkü şunu anlıyorum 78 Event’in Google’a yazdığın zaman oradaki telefon numaraları var.
EE: Şimdi sizin ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu? Baltalamak için mi diyorsunuz?
İHE: Evet baltalamak için çünkü bizi aramadınız.
EE: Ben niye arayacağım, bakın insanlar kaza geçiriyorsa, geçmiş olsun diye o insanlar sizi aramazlar, siz o insanları ararsınız. Siz beni baltalamakla suçluyorsunuz.
İHE: Bakın bocam 3 bin bisikletçinin yarıştığı…
EE: 3 bin bisikletçi yoktu orada beyefendi.
İHE: Siz sadece chipli yarışanları sayıyorsunuz, orada aile ve çocuk parkurumuz var.
EE: O parkur ayrı.
İHE: 6 km’lik aile ve çocuk parkuru var. 3 bin tane sporcunun yarıştığı, ayrı gayrı yok, hepsi bir. 3 bin bisikletçi bu yarışta start aldı ve yarıştı. 2016’dan bu yana 78 Event Türkiye’de sporun gelişimi için, bir yerlere gelmesi için sayısız etkinlik yaptı. Biz etkinliklerimizde sporcularımıza nitelikli içecekler, elekterolitler, gıda çeşitliliği sağlarken, sıvı çeşitliliği sağlarken, bir takım organizasyonlarda su bile verilmiyordu sporculara.
-SPORCU SAĞLIĞINI VE PARKUR GÜVENLİĞİNİ SAĞLAYAMADINIZ!
EE: Tüm bunları sağladınız değil mi evet sağladınız. Ama sporcu sağlığını ve parkur güvenliğini sağlayamadınız. Başaramadınız. Geçen seneki gran fondoda parkur güvenliğini sağlayamadınız.
İHE: Binlerce trafik polisi, binlerce görevli, parkur güvenliği için orada mesai harcadı.
-GPX’LERİ YOK MU BİSİKLETÇİLERIN?
EE: Bisikletçiler onun için mi kısadan uzuna, uzundan kısaya yönlendirildi.
İHE: Hayır efendim. GPX’leri yok mu bisikletçilerin?
-O BENİM SORUNUM DEĞİL!
EE: Her bisikletçinin bir yol bilgisayarı olması mı gerekiyor, amatör bunlar.
İHE: Efendim o benim sorunum değil, ben görevimi yaptım. 78 Event görevini yapıp orada numaralandırma yapmış, orada yolu tarif etmiş, orada bir işaretçi var.
-GÖRÜNTÜLERİN HEPSİ YOUTUBE’DA VAR!
EE: İşaretçi kısacılara uzunu, uzunculara kısayı göstermiş. Bir sürü insan farklı rotaya girmiş, doğru mu?
İHE: Peki bunların görüntülerini paylaşın bizimle.
EE- Geçen sene bunlar paylaşıldı, yapmayın gözünüzü seveyim.
İHE- Atın bize.
EE- YouTube’a girin Turkcell Gran Fondo 2023 yazın, insanlar bunları paylaştılar. Parkurda araçlarla kafa kafaya gelen, kamyonla kafa kafaya gelen, arkalarından gelen araç trafiğinin içinde kalan, yönlendirmelerdeki yanlışlıklar, yazın Turkcell Gran Fondo 2023 hepsi youtube’da var.
İHE: Sporculara biz teknik toplantı yapıyoruz değil mi? Parkuru tarif ediyoruz. Bunu canlı yayınlıyoruz, bunu alanda yapıyoruz heryerde bunu duyuruyoruz. Parkuru duyuruyoruz, parkurda işaretleme yapıyoruz.
EE: Siz geçen sene parkurda yaşananların sporculardan dolayı mı yaşandığını iddia ediyorsunuz?
İHE: Ben bunu iddia etmiyorum.
EE: Öyle söylüyorsunuz.
İHE: Ben yaptıklarımızı anlatıyorum.
EE: Tamam yaptınız ama eksik yaptınız yanlış yaptınız.
İHE:Teknik toplantıda parkur tarif edildi mi, parkur verileri 2 ay önceden paylaşıldı mı?
EE: Peki son gece parkur değiştirildi mi?
İHE: Küçük bir, bir kilometrelik bir alanın değiştirilmesi parkuru etkilemez.
-GÖREVLİLER YANLIŞ YÖNLENDİRDİLER!
EE: Bakın sizin oraya koyduğunuz görevliler, insanları yanlış yönlendirdiler. O bisikletçiler keyiflerinden o yollara girmediler. Atıyorum, 65 kilometre sürecekken 80 kilometre keyfinden sürmedi Beyza Karınca.
İHE: Bir gün önceki teknik toplantıya katılsaydı veya internette izleseydi.
EE:Tabiki katıldı.
İHE: Katılsaydı bilirdi oranın dönüşünü ama.
EE: Kusura bakmayın onların suçu, bilmeleri gerekiyordu demekki (!)
İHE: Tabiki bilmeleri gerekir. Sınava girdiğiniz zaman kaybettiğinizde bu ÖSYM nin suçu mu?
EE: O zaman siz oraya niye adam koyuyorsunuz ki.
İHE: sınavı kaybettiğimiz zaman bu ÖSYM nin suçu mu?
EE: Testlerde yanlış soru çıkıyor değil mi? Siz yanlış soru koydunuz oraya. Bakın demogoji yapıyorsunuz. Bakın, siz neden savunmaya geçiyorsunuz? Siz benden eleştirilerimi öğrenip not almak istemediniz mi?
İHE: Aldığımı ifade ettim.
EE: Tamam başka sormak istediğiniz birşey, onu sorun.
İHE- Burada siyaset yapıyorsunuz.
EE: Ben siyaset yapmıyorum. Siz demogoji yapıyorsunuz.
İHE: Ben bu konuşmaya daha fazla devam etmeyeceğim.
EE: Aman çok üzüldüm, iyi günler diliyorum, hoşçakalın
İHE: İyi günler.
Erdem Erol 24/Ekim/2024